Sarıyer, Ümraniye, Kadıköy, Bursa, Diyarbakır da, Parti yönetiminin hak hukuk tanımaz eylemlerine karsı mücadele edenleri tebrik ediyorum. Kişisel nedenlerle yapılsa bile mücadele üyelerin hak hukukunu koruma mücadelesidir.
Parti, hak hukuk tanımayanlara karsı verilecek mücadele ile korunur.
Üyeler hak hukuk mücadelesinde bulunanların yanında olmalıdır.
MYK il ve ilce örgütlerini görevden alması darbedir. Gücünü üyelerden alanlar buna karsı durmalıdır. Bu gün ülkenin her yerinde mahkeme karlarıyla kongre yapanların yaptığı, darbecilere karsı hak hukuk mücadelesidir.
Parti yönetimi ve atadıkları, hak hukuk tanımadan seçilmiş il ve ilce yönetimlerini görevden aldı. Bu operasyonlarda 70 e yakın il, 300 den fazla ilce yönetimi görevden alınmıştır.
İl yönetimi görevden alınmışsa 45 günde, ilce yönetimi görevden alınmışsa 30 günde, atanan geçici yönetim kurulları kongre yapmak zorundadır. Kongreler yapılmayınca görevden alınanlar, yada herhangi bir partili mahkemelere dava açabilir. Mahkemelere giden bir çok il yada ilçede zorla da olsa kongreler yapıldı.
Kayyum mahkemelerin kongre yapmak için görevlendirdiği kişilerdir. Yani parti, icradaki eşyaların teslim edildiği gibi bir yerlere teslim edilmiyor. Hukuk mücadelesi veren CHPlilere teslim ediliyor. Partilerde yaptığımız siyasi faaliyetler, üyeliğimiz anayasa ve kanunların güvencesi altındadır. Parti içinde bizlere yapılan haksızlık ve hukuksuzluk karşısında mahkemelere giderek haklarımızı koruyabiliriz. Maalesef hukuk mücadelesi verilen il ve ilce çok az. nerede hukuksuzluk varsa orada hukuk mücadelesi verilmelidir.
Bakın iktidar bir memuru haksız şekilde başka bir yere, yada isten atıyor. Memur mahkemeye gidiyor. Mahkeme haklı buluyor isinde çalışmalıdır diye karar veriyor. Ertesi gün iktidar memuru tekrar görevden alıyor.
İste aynı hukuksuzluğu, Kılıçdaroğlu ve CHPli olmayan MYK Diyarbakır da yaptı. Mahkeme kararıyla kongre yapıldı. Seçilen il başkanını ertesi gün 1 satırlık yazı ile görevden aldılar.
Biz böyle yaparak mı bu iktidardan kurtulacağız? Parti içindeki hukuksuzluğa rezilliklere gözümüzü kapatıp iki yüzlülük yaparak iktidara karsı mücadele edebilir miyiz? Bunları yapan 3-5 kişiye, daha ne kadar göz yumacağız.
Ülkemizin anayasa ve kanunlara uyan iktidar ve kadrolara ihtiyacı yok mu ki, Partinin program ve tüzüğüne uymayan, üyelerin haklarını gasp edenlere göz yumalım? Buna iki yüzlülük denmez mi? Hak hukuk tanımayanların memlekete faydası olur mu?
CHP, CHPli olmayanlardan derhal kurtarılmalıdır. Genel başkan, PM, atanan İl ve ilçelerin hukuksuz yönetimleri her yol denenerek değişmezse, operasyon CHP nin bütün sağlam yerlerini yok edene kadar devam edecek.
Bu yönetim belediye seçimlerinde de önseçim yapmayacak. “kişinin istir aynası lafa bakılmaz” Üyelere yöneticilerini seçtirmeyen, onları görevden alanlar belediye kadrolarını seçtirir mi ? Önceden de öyleydi deyip gecme. Olmasını istemiyorsan üyeliğini yap, haklarına sahip çık. Üyeler her yolu deneyerek hak ve hukukuna sahip çıkmalıdır.
Parti olmadan bir şey olmaz. Önce CHP Cumhuriyeti kuran parti haline getirilmelidir. Partide kişileri değil, parti onun ilkelerine göre hareket edenler desteklemeli, her kim parti hukukuna uymaz değişmelidir. Barış hukuk varsa vardır. Barış olsun istiyorsan hukuka uymayanları partiden uzaklaştır. Hukuka uymayan yöneticiler olduğu sürece asla partide barış olmaz. Bilinmelidir.
Program ve tüzüğe aykırı hareket, göz yummak parti sucudur. Tüzük Mad.70.
Üyeler kongre ve Kurultaylarla tüzük ve programa uymayan parti yönetimi ve atadıklarını partiden uzaklaştırmalıdır. ”Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesinden asla taviz vermeyecek, Tam bağımsız Türkiye’den yana, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün yolundan giderek partiyi iktidara getirecek Kemalist kadroları yönetime getirilmelidir. Tek yol ve çare budur.
CHPlilerin öncelikli amacı bu olmalıdır.
15.03.2012 Mazlum Vural CHP İstanbul/Eyüp ilçesi üyesi