Üye ne işe yarar ?
Üyeler suskun. Medya onların görevini yapmaya soyunmuş.
Medya partimde istediği insani yönetici yapmaya çalışırken izleyici mi olacağız.
Parti yöneticilerinden biri bile çıkıp, partinin yetkili organlarına kimlerin seçileceği üyelerin görevidir dememiştir.
Parti görevlerinin gerektirdiği yetenekleri kazanmak; sorumluluk yerlerine, partinin başarılı, bilgili ve yetenekli üyelerinin seçilmelerini sağlamak üyelerin görevidir. Görev en iyi şekilde yapılmaya çalışıldığında,
Üye ne ise yararın cevabı verilmiş olacaktır.
Chpuye.com, görevinin bilincinde olan, üyelik haklarını kullanan bütün üyelerin çalıştayı olacaktır. Artık hiç bir üyenin düşüncesi, önerisi çöpe atılmayacaktır.
Bu gün geldiğimiz noktada parti yönetimi dahi kimsenin aklına üye gelmiyor. Üye olmayınca parti olur mu ? Peki kağıt üstünde üye gözükmek yeterli mi ? CHPli üyeler 15 yıldır sadece kendi mahallesinde, ilce kongresine kısmen delege seçebilmektedir. Atamalarla parti yönetilmektedir.
Belediye kadrolarını, milletvekili adaylarını belirleme hakları genel merkez tarafından kullanılmıştır. Partiler belediyeleri ve ülkeyi yönetmek için varlar. Ülkeyi yönetecek kadroları seçmede üyenin bir rolü var mı? Bu gün delegeler bile parti yöneticilerini seçme görevlerini yapamaz duruma gelmiştir, getirilmistir.
Parti yönetimimiz, ilce başkanı ve yönetimini bile tüzüğe ek madde koyarak Ankara’dan atayarak değiştirme yetkisine sahiptir.
Oysa ben üye olarak çalışmalarımda sadece ilçemi düşünüyordum. İlçemde partimiz belediye başkanlığını nasıl kazanır diye düşünür ona göre hareket ederdim. İl yönetimi ve genel merkez yönetimi de kendi görevlerini yapacaktı. İl kongresine 2 defa izleyici olarak katılmanın dışında parti ici secimlerinde bir tercihte bulunmadım.
Bu gün geldiğim notada bunun eksiklik olduğunu görmekteyim. Tüzüğe imza attığım ilk günden itibaren parti içi gruplulardan değil parti hukukundan yana oldum. Parti içinde barış olacaksa, basarı olacaksa parti hukukuna uymakla mümkün olacağına inandım.
Parti 1995 ten itibaren Genel Başkan Deniz Baykal ve Baykalcı kadrolar tarafından yönetilmiştir.
Bu kadrolar İstanbul belediye başkanlığı yapmış Nurettin Sözen’in oy kullandığı sandıkta delege olma hakkını bile gasp etme cüretini göstermişti. Sözen ilce secim kuruluna itirazı sonucu hakim kararıyla delege olabilmişti. Bu yöntemlerin kullanılmasıyla yapılan 2. kongreden sonra itiraz edecek üyede kalmamdı.
Atamalarla ilce ve il başkanları belirlenmeye başlandı. Onların başkanlıklarında yapılan kongrelerle Baykalcılar tamamen partiye hakim oldu. Baykal karşıtlarını görünce genel başkanımıza izlemekle hak bile verdim. İlce yönetimini bile seçemediğini gören üyeler pasif halde izleyici konuma düştü. Parti içi seçimlerde 2. bir aday çıkamaz olmuştu. Buna rağmen parti yönetimi tüzüğe koyduğu antidemokratik maddelerle merkez yönetimini güçlendirme yoluna gitmiştir. Aday adayı olmada % 20 şartı, noter şartı tüm sesleri kısıtlamıştır. Üyelerin aday olma haklari gasp edilmisti.
“Susma “sıra sana gelecek” sıra herkese gelmiştir. Üyeler etkisiz hale gelmiş, delegeler etkisiz hale gelmiş, il ve ilce yönetimlerini seçemez hale gelmiş, en son parti meclisi MYK yi seçemez hale gelmiştir. Genel başkan Deniz Baykal ve kadrolarının son tüzük değişikliği de 18 aralık 2010 da uygulanmıştır. Genel başkan tek basına PM listesini yapmış onun içinden de MYK yi oluşturmuştur. Bunlar halk diye diye, demokrasi diye diye yapılmıştır. Olağan üstü yetkilerle donatılmış genel başkan ve onun seçtiği MYK partiyi yönetmektedir. Lider suntasından rahatsız olanlar, olanları alkışlamaktadır.
Geldiğim noktada, sadece ilçemde değil, Tüm Türkiyedeki örgüt yönetimleri, genel merkez yönetimini kimsenin insafına bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Parti, üyeleri, kurumlarıyla vardır. Biz üyelerin görevi her kademedeki organlarımıza yardımcı olmaktır.
Bu günden itibaren ülkemin her yerindeki parti organlarıma yardımcı olacağım. Hukuksuzluğa, parti hukukunu çiğneyip parti barışının bozulmasına mu sade etmeyeceğim göz yummayacağım. Parti içi demokrasinin, üyelerin aktif olarak görevlerini yaptığında mümkün olacağını düşünüyorum .
CHP’nin amacı Atatürkçü ve devrimci ilkeleriyle, gelenekleriyle, evrensel insan haklari anlayışıyla, toplumumuzu, devletimizi, yenileştirmektir. Hedefimiz tam bağımsız Türkiyedir.
Hukuk devletinin savunucusu partimde hukuksuzluğa asla izin verilemez, göz yumulamaz. vermeyeceğim vermeyeceğiz
Mazlum Vural 09 Mart 2011